Pazartesi, Ekim 22

ISIRGAN OTU

Dört gözle bekliyorum ısırgan otunu. Mevsimi geldi, havalar soğumaya başladı, çok şükür yağmurlar da başladı. E, hadi artık. Topraktan ilk çıktığı andan, son göründüğü ana kadar her gün soframdadır. Koca bir kase, çiğden salatasını yapıp her gün ama her gün yiyoruz. Mucizesine inanıyorum. Daha doğrusu Tanrı'nın mucizelerine. Her hastalık için bir ot yarattığına inananlardanım. Tabi hasta olmayı beklemeye gerek yok. Çok faydalı, hatta doğadaki en faydalı ot diyebilirim. En başta hücre yenileyici, hücre yapıcı ve onarıcı bir ot. Bir de kerata çok lezzetli. Bakmayın siz onun ağzınızı daladığına, nazı, işvesi o. Sizi sevdiğinden yapıyor.
Salata tarifini vermek istiyorum:
Isırgan otunu yıkadıktan sonra çiğ olarak büyükçe bir kaseye koyuyorum (bana ancak yettiği için). Tuz koymuyorum, çünkü peynir rendeliyorum. Aydın'ın Karpuzlu peyniri vardır, ondan. Bol miktarda sarmısak doğruyorum. Üzerine de zeytinyağ ve limon.
Isırgan otu hele bir çıksın da o zaman salatasının resmini çeker, yayınlarım.
Afiyet olsun
Bir de çayını 10-15 günlük kürler halinde ayda bir yapıyorum. Onu, salatasını tavsiye ettiğim gibi edemeyeceğim, çünkü tadı pek hoş değil. Ama şifa niyetine içiyorum. Taze ısırgan otu yapraklarını bir büyük kupaya koyuyorum, üzerine de kaynamış su ilave edip kupanın ağzını bir fincan tabağıyla kapayıp, demlemeye bırakıyorum. 15-20 dk. demlendikten sonra da sabahları aç karnına (kahvaltıdan yaklaşık yarım saat önce) içiyorum.
Yediğiniz ve içtiğiniz herşeyin şifa olmasını diliyorum.